İlk tam gün orucumu tuttuğum gün annemin çok hoşuna gitmiş herhalde ki beni ödüllendirmek istemiş.
Bana dedi ki: "Akşama kadar orucunu tutarsan ve bana satarsan sana bu süslü saç tokasını alırım." Bu teklif çok hoşuma gitmişti. Hemen kabul ettim ve akşama kadar dayandım. Akşam orucumuzu açtıktan sonra "Anne orucumu sana veriyorum." dedim. Annem de tokamı saçıma takmıştı. Zehra Acan
Koş Mustafa koş!
Sene 1990. Afyon'da üniversiteye yeni başlamıştım. Beş arkadaş birlikte evde kalıyorduk. Yine aynı okulda okuduğumuz arkadaşlar bizi o akşam iftara evlerine davet etmişlerdi. Meşhur Afyon kebabı yoktu; ama yine güzeldi. İftardan sonra aynı evde kaldığımız Mustafa Madenci ile müsaade istedik. Erken çıkmamızın sebebi evde önceki akşamdan kalma çok güzel tatlılar vardı. Mustafa'yla anlaştık; hemen eve gidip o tatlılardan yiyecektik, biz koşmaya başladık ara sokaklardan. Tam apartmanın kapısına vardıkki; ne görelim? Diğer arkadaşlar da koşarak nefes nefese karşımıza çıkmazlar mı? Meğer onlar da tatlıya koşuyorlarmış... Sonra yine hep birlikte çıktık yukarıya, o tatlıyı hep beraber yedik; ama karşılaşma esnasında çok acayip olmuştuk, çok gülmüştük o olaya. 17 yıl geçti olayın üzerinden hâlâ o olayı hatırlar ve gülerim karşılaşma anındaki durumumuza. Celal Uyar, Konya
Tek başıma üç ziyafet
Gurbet diyarlarında ezana hasret bir Ramazan inanın çok zor oluyor. İsviçre'deki ilk Ramazan'ımdı. Neyse ki güzel yurdumun insanları talebe velilerimiz bizleri yalnız bırakmıyordu. İsviçre'de iftarlarına gittiğimiz ailelerde farklı mutfak, farklı yemeklerle tanışıyorduk. Derken yine böyle bir davette benim dersim geç bittiğinden iftara giden arkadaşlarıma yetişemeyecektim. Iftara yakın bir vakit ancak evde olmuştum. Kolları sıvayıp bir şeyler hazırlamak için mutfağa yönelmiştim ki; kapı zili çaldı. Ne göreyim elinde tepsi ve tencereyle bir velimiz yemek getirmişti. Yemekleri alıp abiyi uğurladığımda yine kapı zili, bu sefer başka bir velimiz elinde yine bir şeyler, derken 3 sefer tekrarlandı ve 3 aile de birbirinden habersiz farklı yemekler yapmış. Tatlısından su boreğine kadar iftar sofrasında olabilecek her yemek mevcuttu. Tek olmak zordu; ama yemekler de çok güzeldi hani, tam bir ziyafetti. Ramazan'ın binlerce bereketinden biriydi sanırım. Salih Gezgin, Zürich