KADRİYE BAYRAKTAR Ben küçük afacan Dilcan. Anne ve babamın biricik kızıyım. Annem beni çok seviyor. Tabii ki babam da. Ben de onları çok seviyorum. Hayatımdan çok memnunum. Fakat annem benden memnun değil galiba. Neden mi? Çünkü ben yemek yemeyi sevmiyorum. Her nedense sofraya oturur oturmaz, “Hadi kızım çorbanı bitir, hadi kızım biraz daha ye…” sözleri bana hiç ilgi çekici gelmiyor. Biraz da çocukluk yanımı kullanıp onu bu konuda uğraştırıyorum. Bunları okuyunca ‘vay bacaksız, annesine neler de yapıyormuş’ dediğinizden adım gibi eminim. Neden yemediğimi merak ediyorsunuz değil mi? Tabii ki formumu korumak için değil.
Annem, bir gün boyunca bana yemek yemem için türlü türlü övgüler yağdırıyor. Sofra bir yanımda, anneciğim karşımda. O “Ye! Sana şunu alacağım, bunu alacağım.” dedikçe nazlanıp duruyorum. Bebekken de ne zaman ağlasam, sevgili annem aç kaldığımı zannedip biberonu ağzıma dayıyordu. Ben biberonu bıraktım; ama annem hâlâ, “Ye kızım!” demeyi bırakmadı.
Günlerden bir gün beni hayrete düşüren olağanüstü bir şey oldu. Tıpkı masallardaki gibi beni şaşırtacak bir şeydi bu. Annem, ne yaptı ne etti bu soruna bir çözüm yolu buldu. Nasıl mı? Artık bana, “Ye kızım!” demiyor. Sofrayı kuruyor ve benden çok kendi yemeğiyle ilgileniyor. Gözümün önünde bir güzel karnını doyuruyor. Bana da, “15 dakikan var Dilcan. Yemeğini ye, yoksa sofrayı kaldırıyorum.” diyor. İçimden bir ses, “Benim annem ölür de sofrayı kaldırmaz.” diyordu; ama öyle olmadı. Gerçekten on beş dakika biter bitmez sofrayı kaldırdı. Bir böyle iki böyle derken baktım ki annem pes etmiyor. Bir iki gün sonra “Anne ekmek!” diye bağırmaya başladım. Şimdi sofraya oturuyoruz. Annem; “15 dakika” der demez elim ayağım birbirine dolaşıyor. O zaman konuşmayı bırakıp afiyetle yemeğimi yiyorum. Oysa önceden öyle miydi? Ne vaatlerle yemek yerken anneme de bin bir çeşit sorular sorardım. O da yesin diye beni kırmamak için cevaplardı. Gün boyu aç kaldığımı düşünüp, elime durmadan yiyecek bir şeyler verdiği için açlık duygusunu tadamıyordum ki!
Sevgili anneler! Yemek konusunda fazla titiz olmayın; ama kararlı olun. Bırakın çocuklarınız açlık duygusunun tadını çıkarsın. Küçük afacanlar, annelerin zayıf tarafını çabucak keşfeder. Bir bakmışsınız evin küçük hükümdarı olmuşuz. Bilmelisiniz ki, yemeği kullanıp, sizin ilginizi ve sevginizi üzerimize çekmeye çalışıyoruz. Akabinde her istediğimizi de elde ediyoruz. Çocuklarınızla ilgilenin, onlardan sevginizi esirgemeyin; ama yemek yerken değil. Daha ne diyeyim ki!