Gem kontrol edilmesi güç canlılara vurulur. Hiç gem vurulmuş bir koyun göremezsiniz. Ya da çift süren bir öküze de gem vurulmaz. Çünkü gerekmez. Ama cıva gibi bir ata binecekseniz ya da arabaya koşacaksanız gemlemeniz gerekir. Durması gerektiğinde ağzına takılı demiri çekeceksiniz ki, onun acısıyla durması gerektiğini anlasın. Nefsimiz de deli bir tay gibidir.
Asırlarca süren hoşgörü iklimi Çok uluslu ve çok hukuklu bir yapıya sahip Osmanlı devletinde, çeşitli din, mezhep ve ırklara mensup insanlar, büyük bir hoşgörü içerisinde yaşamaktaydılar. Gayr-i müslim ahali, seçtikleri dinî liderlerini Osmanlı padişahına tasdik ettirmek şartıyla, seçilen dinî liderin nezâretinde hayatlarını sürdürürlerdi. Evlenme, boşanma, vasiyet vb. medenî haklarını tamamen kendi dinî ve hukukî sistemlerine göre düzenlemekteydiler. Esasen daha XI. yüzyılın sonlarından itibaren Anadolu’da Rum ve Ermeni unsuru ile birlikte yaşamaya başlayan Türkler, Osmanlı’nın kuruluş ve yükselme çağlarından itibaren İstanbul ve Balkanlar’da da bu gayr-i müslim ahali ile büyük bir uyum içinde yaşamışlardır.