530) Ebu Hureyre şöyle anlattı: Rasûlullah (s.a.v.): "Allah, ibrahim'i halil, Musa'yı Neciyy (konuşulan kimse, sırdaş) edindi. Beni de Habib (sevgili) edindi." Sonra şöyle buyurdu: "İzzetime yemin olsun! Habibimi, Halil ve Neciyyime tercih edeceğim" buyurdu. [47] Musannif (Allah ona rahmet etsin) şöyle der: İbrahim (a.s.) putları kırmıştı. Peygamberimiz (s.a.v.) Hubel'i Kabe'nin tepesinden atmıştır. Sonra Fetih günü üçyüz altmış puta işaret etmiş ve hepsi yıkılmıştır. Hud'a ( a.s.) kavmine karşı batı rüzgarıyla yardım edilmişse, peygamberimize de sabâ rüzgarıyla yardım edilmiştir. Saba rüzgarı Hendek günü düşmanlarını darmadağın etmiştir. Eğer Salih'in (a.s.) devesi varsa, develer bizim peygamberimiz'e secde etmiştir. Eğer Yusuf (a.s.) güzel yüzlüyse bizim Peygamberimiz de ayın ondordündeki dolunay gibiydi. Musa için taştan su fışkırdıysa, bizim peygamberimizin parmaklarının arasından su fışkırmıştır. Bu daha şaşırtıcıdır, çünkü su daima taştan çıkar. Hurma kütüğünün, böğürmesi ve peygamberimize olan hasret ve sevgisinden ağlaması Musa'nın asasının hallerinden daha şaşırtıcıdır. Peygamberimiz ağacı çağırmış, oda yeri yara yara onun yanına gelmiştir. Dağlar, Davud'la birlikte Allah'ı teşbih etmişlerse, bizim" Peygam-ber'İmizin elindeki çakıllar Allah'ı teşbih etmişlerdir. Demir, Davud için yumuşaksa, kaya da Peygamber'imize yumuşamıştır. 531) Ebu Nuaym el-Isbehani şunu anlattı: Rasûlullah (s.a.v.) mağaraya girince, kendini düşmanlardan gizlemek için başım dağa doğru eğdi. Bunun üzerine Allah dağı yumuşattı ve başını onun içine soktu. Dağdaki sert bir taşa yaslanmak istedi. Taş onun için yumuşadı. Öyle ki ona kol ve bileğinin izi geçti. Bu, meşhurdur. Hacılar gittiklerinde onu görürler. Beytulmakdis-teki kaya hamur gibi oldu. Rasûlullah hayvanını ona bağladı. İnsanlar günümüze kadar o yeri aramış durmuşlardır. Yazar (Allah rahmet etsin) şöyle demiştir: Süleyman'a (a.s.) dünya mülkü verilmişse, bizim Peygamber'imize yeryüzünün hazinelerinin a-nahtarları verilmiştir. Ama takvasından dolayı onları kabul etmemiştir. Gidişi bir ay, gelişi bir ay süren rüzgar Süleyman'ın emrine verilmişse, bizim Peygamber'imiz bir aylık mesafede bulunan Beytulmak-dis'e gecenin az bir kısmında gitmiştir. Korku (düşmanın kalbine verilen korku) bir aylık mesafeye gidip etki yapmıştır. O (Rasulullah) elli bin senelik mesafedeki Arş'a yükseltilmiştir. Süleyman kuşların konuşmasını anlanıışsa, Peygamberimiz develerin, kurtların, ağaçların ve taşların konuşmasını anlamıştır. Cinler Süleyman'ın emrine verilmişse, kendisine iman eden bazı cinler Peygamber'imize gelmişlerdir. Süleyman kendisine isyan eden cinleri zincire vurmuşsa, ifrit Peygamberimize (s.a.v.) hücum edince (onu yakalayıp) esir etmiştir. Cinler, Süleyman'a (a.s.) hizmet eden yardımcılarsa, bizim Peygamberimizin yardımcıları meleklerdir. Onlar, Rasûlullah'm (s.a.v.) ö-nünde dövüşürler ve düşmanlarını defederlerdi. Daha önce de anlattık, Ebu Cehil, namaz kılarken boynuna basmak için Rasûlullah'm yanma geldiğinde hemen gerisin geriye dönmüş ve: "Benimle onun arasında ateşten bir hendek, korkunç birşey ve bazı kanatlar vardı" demişti. Hz. İsa gaybten haber vernıişse, bizim Peygamberimiz de aynı şeyi yapmıştır. Allah Teala, itaat ve isyandan söz ederken kendi adiyle, Peygamberimizin adını yanyana getirmiştir. Mesela: Allah Teala şunları buyurmuştur: "Allah'a itaat edin, Peygambere ve sizden olan emir sahiplerine (idarecilere) de itaat edin." [48] "Onlar Allah ve Rasulü'ne itaat ederler." [49] "Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz, onu Allah'a ve Rasul'e götürün." [50] "Ganimet olarak aldığınız herhangi birşeyin beşte biri Allah'a ve Rasulü'ne aittir." [51] "Sırf Allah ve Rasulü kendi lutuflarından onları zenginleştirdiği için öç almaya kalkıştılar." [52] "Allah ve Rasulü'nü incitenlere Allah, dünyada ve ahirette lanet etmiş ve onlar için horlayıcı bir azap hazırlamıştır." [53] "Halâ bilmediler mi ki: Kim Allah ve Rasulu'ne karşı koyarsa, elbette onun için içinde ebedi kalacağı cehennem ateşi vardır." [54] "...Allah ve Rasulünün haram kıldığını haram saymayan..." [55] Allah Teala'mn peygamberimize: "Benim her anılışımda sen de benimle birlikte anılırsın" dediğini belirtmiştik. Gelelim, Rasulullah'm diğer peygamberlerden üstün olduğuna dair nakledilen hadislere: 532) Cabir îbn Abdillah anlattı: Peygamber şöyle buyurdu: "Bana, benden önceki peygamberlerden hiçbirine verilmeyen beş şey verildi: Bir aylık yoldan (düşmanımın kalbine) korku vererek muzaffer oldum. Benim için yer mescid ve temiz kılındı. Ümmetimden biri, nerede namaz vakti gelirse orada namaz kılsın. Ganimetler bana helal kılında. Halbuki benden önce hiç kimseye helal kılınmamıştı. Bana şefaat verildi. Diğer peygamberler özellikle kendi kavmine gönderiliyordu. Ben ise bütün insanlara gönderildim. [56] 533) Ebu Hureyre şunu anlattı: Peygamber (s.a.v.): "Ben cevami-i kelimle gönderildim. (Düşmanlarıma) korku vermekle muzaffer oldum. Bir defasında ben uyurken, yer hazinelerinin a-nahtarları getirilerek önüme konuldu" buyurdu. [57] Cevami-i kelim: Az sözle çok mâna ifade etmektir. 534) Ebu Zerr şunu anlattı: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Bana benden önce hiç kimseye verilmeyen beş şey (özellik) verildi. 1- Kırmızı ve siyaha (herkese) gönderildim. 2- Yer, benim için temiz ve mescit kılındı. 3- Ganimetler bana helal kılındı. Halbuki benden önce hiç kimseye helal kılınmamıştı. 4- (Düşmanlarıma) korku vermek suretiyle muzaffer kılındım. Düşmanla aramda bir aylık mesafe olduğu halde korkar. 5- Bana: iste, istediğin şey sana verilecektir, denildi. Duamı, şefaat etmek için, kıyamet gününde ümmetime sakladım. İnşaallah Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmayan şefaatime nail olacaktır." [58] 535) Ebu Musa şöyle anlattı: Rasûlullah (s.a.v.): "Bana beş şey verildi: 1- Kırmızıya ve siyaha gönderildim. 2- Yer, benim için mescit ve temiz kılındı. 3- Ganimetler bana helal kılındı. Halbuki benden Öncekilere helal kılınmamıştı. 4- Bir ay mesafeden düşmanıma korku vermekle muzaffer oldum. 5- Bana şefaat verildi. Hiçbir peygamber yoktur ki şefaati istenmesin. Ben şefaatimi sakladım. Sonra onu, ümmetimden, Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmayana ayırdım" buyurdu. [59] 536) Ebu Umame şunu anlattı: Rasûlullah (s.a.v.): "Dört şeyle üstün kılındım: Yer, ümmetim için mescit ve temiz kılındı. Bana ganimetler helal kılındı..." [60] 537) İbnu'l-Hanefıyye, Ali Ibn Talib'i şöyle derken duyduğunu anlattı: Rasûlullah (s.a.v.): - "Bana peygamberlerden hiçbirine verilmeyen şeyler verildi" dedi. Biz de: -Ya Rasulallah! Nedir bunlar? dedik. Rasûlullah (s.a.v.): - "Korku vermek suretiyle ben muzaffer oldum. Bana, yerin a-nahtarları verildi. Ahmed diye adlandırıldım. Toprak benim için temiz kılındı. Ümmetim, en hayırlı ümmet kılındı" diye cevap verdi. [61] 538) Amr îbn Şuayb babası vasıtasıyla dedesinden şunu anlattı: Rasûlullah (s.a.v.), Tebuk savaşında, gece namazını kılmak için kalktı. Onu beklemek üzere ashabından bazıları onun gerisinde toplandılar. Rasûlullah ( s.a.v.) namazı kılıp onların yanına geldi ve: "Bana geceleyin, benden Önce hiç kimseye verilmeyen beş şey verildi. 1- Benden önce, her peygamber, sadece kendi kavmine gönderilirken, ben bntün insanlara gönderildim. 2- Ben, bir aylık uzak yerdeki düşmanlarımın kalplerine korku vererek yardım gördüm. 3- Bana bütün ganimetler helal kılındı. Benden öncekiler onları yemeyi büyük bir şey kabul edip yakıyorlardı. 4- Yer bana mescid ve temiz kılındı. Namaz vakti bana nerede gelirse, teyemmüm eder, namazımı orada kılarım. Benden öncekiler bundan çekinip namazlarını ancak kilise ve havralarında kılıyorlardı Beşincisi de: Çok önemlidir. Bana: iste, çünkü her peygamber bir-şey istemiştir, denildi. Ben isteğimi kıyamet gününe bıraktım, istediğim şey size ve Allah'tan başka ilah olmadığına şehadet edenleredir" buyurdu. [62] 539) Cabir îbn Abdillah şunu anlattı: Ömer İbnu'l-Hattab (r.a.), Ehl-i kitap olan birisinden aldığı bir kitabı Peygamber'e (s.a.v.) getirdi. Onu Rasûlullah'a (s.a.v.) okudu. Rasûlullah (s.a.v.) kızarak: "Yazıklar olsun sana! îbnu'l Hattab! Canım elimde olan Allah'a yemin ederim ki! Ben size bu dini tertemiz olarak getirdim. Onlara bir-şey sormayın. Eğer size doğru olanı haber verirlerse, onu yalanlamayın. Batıl olanı haber verirlerse onu da tasdik etmeyin. Canım elinde olana yemin ederim ki! Musa ( a.s.) sağ olsaydı, bana uymaktan başka çaresi kalmazdı" buyurdu. [63] 540) Cabir Ibn Abdillah şunu söyledi: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Musa, size, (Peygamber olarak) gelseydi, ona uyar, beni terke-derdiniz. Mutlaka doğru ve düzgün olan yoldan sapardınız. Musa sağ olsaydı da sonra benim peygamberliğime erişseydi, mutlaka bana u-yardı. [64]
[47] Müslim, Sahih, kİtabu'İ-fedaıl, 7; İbn Mace, Sünen, 93; İmam Ahmed, Musned, 1/377, 389, 395, 409, 410, 433; 4/212; Taberani, Mu'cemu'l-Kebir, 10/175, 277; Ibnu's-Sinni, Amelu'l-yevmi ve'l-leyle, 407, 436 [48] Nisa Suresi, 59 [49] Tevbe Suresi, 71 [50] Nisa Suresi, 59 [51] Enfal Suresi, 41 [52] Tevbe Suresi, 74 [53] Ahzab Suresi, 57. [54] Tevbe Suresi, 63. [55] Tevbe Suresi, 29 [56] Buharî, Sahih, 1/119; Müslim, Sahih, kitabu'l-mesacid, 3; Neasi, Sünen, kita-bu'n-nuhl, bab: 46; İmam Ahmed, Musned, 3/304, 5/148; Darımı, Sünen, 2/224; Beyhakî, Sunenu'l-Kubra, 1/212, 2/329, 433, 6/291, 9/4; Ebu Nuaym, Hılyetu'l-Evlıya, 8/316; İbn Ebi Şeybe, Musannef, 11/433; Humeydi, Musned, 945; İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-Nihaye, 6/291 [57] Müslim, Sahih, kitabu'l-mesacid, 6; Nesaî, Sünen, 6/3, 4; İmam Ahmed, Musned, 2/264, 455; İbn Hacer, Fethu'l-Bari, 12/391,401; 13/247; Iraki, Tahricu'l-lhya, 2/365; İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-Nihaye, 4/102; 6/48 [58] Müslim, Sahih, kitabu'l-mesacid, 6; Nesaî, Sünen, 6/3, 4; İmam Ahmed, Musned, 2/264, 455; İbn Hacer, Fethu'l-Bari, 12/391,401; 13/247; Iraki, Tahricu'l-lhya, 2/365; İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-Nihaye, 4/102; 6/48 [59] İmam Ahmed, Musned, 4/416; Heysemi, Mecmau'z-Zevaid, 8/258. [60] İmam Ahmed, Musned, 5/416; Heysemî, Mecmau'z-Zevaid, 8/259; Suyuîî, Durru'l-Mensur, 1/212, 434; el-Hindî. Kenzu'l-Ummal, 3934, 31946, 32077. Musannif (yazar) hadisi eksik bırakmıştır. Tamamı şöyledir "Ben, bütün insanlara gönderildim. Bir aylık mesafede bulunan düşmanıma korku vermek suretiyle muzaffer oldum. Ganimetler ümmetime helal kılındı." [61] İmam Ahmed, Musned, 1/98; Beyhakî, Sünenu'l-Kubra, 1/213; İbn Ebi Şeybe, Musannef, 11/434; Heysemî, Mecmau'z-Zevaid, 1/260; Tefsiru İbn Kesir, 2/78; Suyutî, Durru'l-Mensur, 6/214 [62] imam Ahmed, Musned, 2/222; Tefsiru İbn Kesir, 3/489; Munzırî, Terğıb, 4/432; Heysemı, Mecmau'z-Zevaıd, 10/367. [63] Daha önce kaynaklan belirtildi. [64] Daha önce kaynakları belirtildi.