Rasulullah'ın Doğru Olmayan Şeyi Tebliğ Etmeyi Menettiği
712) Abdullah İbn Mes'ud şunu anlattı: Rasulullah ( s.a.v.) şöyle buyurdu:
-Hıçkimse, ashabımdan birisi hakkında bana kötü birşey ulaştırmasın. Çünkü ben içim rahat ve huzurlu olarak onların yanına çıkmayı isterim.
Peygamber'e (s.a.v.) bir mal geldi ve onu taksim etti. Sohbet eden iki kişinin yanına vardım. Birisi diğerine şöyle diyordu:
-Vallahi Muhammed yaptığı taksimde ne Allah'ın rızasını, ne de ahireti gözetmiştir.
Bunu duyunca koşup Rasulullah'a (s.a.v.) geldim ve O'na anlattım. Sonra:
-Sen şöyle demiştin: Hiç kimse, ashabımdan birisi hakkında bana kötü birşey ulaştırmasın. Ama ben falancayla falancanın şöyle şöyle dediklerini duydum, dedim.
Rasuluilah'm (s.a.v.) öfkeden yüzü kızardı ve:
-Bizi kendi halimize bırak. Musa'ya bundan daha çok eziyet edildi ama sabretti! dedi. [34]
Rasulullah'ın Şefkati Ve Müdarası [35]
713) Enes şunu anlattı: Rasulullah ( s.a.v.):
"Ben uzatmak niyetiyle namaza duruyorum. Fakat bir çocuğun ağlama sesini duyuyorum. Annesinin çocuğun ağlamasından dolayı çok üzüleceğini bildiğimden namazımda hafifletme (kısaltma) yapıyorum" buyurdu. [36]
714) Ebu Katade şunu anlattı: Peygamber şöyle buyurdu:
"Ben namaza duruyorum ve onu uzatmak istiyorum. Bir çocuğun ağlama sesini duyuyorum. Annesine güçlük vermek istemediğimden . namazımda hafifletme yapıyorum." [37]
715) Zeyd îbn Sabit şunu anlattı:
Peygamber (s.a.v.), mescitte hasırdan bir hücre yaptı ve orada geceleri namaz kıldı. Nihayet bazıları orada toplandılar. Daha sonra Ra-sulullah'm ( s.a.v.) sesi kayboldu. Onun uyuyup kaldığım zannedip yanlarına çıkması için öksürmeğe başladılar. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.):
- "Gördüğüm bu hareketinizi (benimle birlikte namaz kılmayı) devamlı yapar oldunuz ki bunun size farz olacağından korktum. Eğer o, size îarz "kımsaydı, ouu yapamazdınız. Bu namazı evlerinizde kılın. Çünkü farz namaz dışında, kişinin en hayırlı namazı evinde kıldığı namazdır" buyurdu. [38]
716) Enes şunu anlattı: Bir adam Peygamber'e ( s.a.v.):
-Balata nerede? diye sordu. Rasulullah (s.a.v.):
-Cehennem'de, diye cevap verdi.
Rasulullah (s.a.v.) onun yüzündeki ifadeyi görünce:
-Benim babam da, senin baban da Cehennem'dedir, buyurdu. [39]
717) îbn Abbas şunu anlattı: Kureyşliler Peygamber'e ( s.a.v.):
-Bizim için Rabb'ine dua et de Safa'yı bizim için altın yapsın biz de sana iman edelim, dediler. Peygamber ( s.a.v.):
-Gerçekten bunu yapacak mısınız? dedi. Kureyşliler:
-Evet, dediler.
Peygamber (s.a.v.) dua etti. Cebrail ona geldi ve şöyle dedi:
-Aziz ve Celil olan Rabb'in sana selam ediyor ve sana: İstersen, Safa, onlar için altın olur. Ama bundan sonra onlar kim kafir olursa, ona, aîemlerdeki hiç kimseye azab etmediğim şekilde azab ederim. İstersen onlara tövbe ve rahmet kapısını açarım, diyor. (Peygamber:
-Ben tövbe ve rahmeti diliyorum, dedi.) [40]
718) Ebu Umame anlattı: Bir genç Peygamber'e ( s.a.v.) gelip: -Muhammedi Zina konusunda bana izin ver, dedi. Sahabiler onun üzerine yürüyüp azarladılar ve:
-Yaklaş, dedi. Genç ona yaklaştı ve oturdu. Rasulullah (s.a.v.): Bunu annen için ister misin? dedi. Genç:
-Hayır, vallahi! Allah beni sana feda kılsın, dedi. Rasulullah:
-insanlar da, bunu anneleri için istemezler. Bunu kızın için de ister misin? dedi. Genç yine:
-Hayır, vallahi! Ya Rasulellah! Allah beni sana feda kılsın, dedi. Rasulullah (s.a.v.):
-insanlar da bunu kızları için istemezler. Bunu kız kardeşin için de ister misin? dedi. Genç:
- Hayır, vallahi! Ya Rasulellah! Allah beni sana feda kılsın, dedi. Rasulullah (s.a.v.):
- İnsanlar da bunu kızkardeşleri için istemezler. Bunu halan için ister misin? dedi. Genç:
-Hayır, vallahi! Ya Rasulellah! Allah beni sana feda kılsın, dedi. Rasulullah (s.a.v.):
-İnsanlar da bunu halaları için istemezler. Bunu teyzen için ister misin? dedi. Genç:
-Hayır, vallahi! Ya Rasulellah! Allah beni sana feda kılsın, dedi. Rasulullah (s.a.v.):
-insanlar bunu teyzeleri için de istemezler, dedi.
Rasulullah (s.a.v.) elini onun üzerine koyduktan sonra: Allah'ım! Bunun günahlarını affet, kalbini temizle ve namusunu (zina yapmaktan) koru, buyurdu. [41]
O genç bu olaydan sonra hiçbir kötü şeye yönelmedi. .
719) Abdullah İbn Amr îbn el-Âs anlattı:
Peygamber (s.a.v.) Allah Teâlâ'nm (İbrahim (a.s.) hakkındaki) şu ayetini okudu: "Rabbim! Onlar, insanlardan birçoğunu saptırdılar. Artık kim bana uyarsa, o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, şüphesiz sen çok bağışlayan pek esirgeyensin." [42]
Hz. îsa ile ilgili şu ayeti de: "Eğer kendilerine azab edersen şüphesiz onlar senin kullarındır (dilediğini yaparsın). Eğer onları bağışlarsan şüphesiz sen izzet ve hikmet sahibisin" [43] o-kuyarak ellerini kaldırdı:
- "Allah'ım! Ümmetimi, ümmetimi..." dedi ve ağladı. Bunun üzerine Aziz ve Celiî olan Allah:
Cebrail (a.s.) O'na gelerek sordu, Rasulullah (s.a.v.) da ona bildirdi.
Aziz ve Celil olan Allah şöyle buyurdu:
-Cebrail! Muhammed'e git ve O'na: Biz seni ümmetin hakkında hoşnut edeceğiz ve seni üzmeyeceğiz, de. [44]
720) Enes İbn Malik anlattı:
Bir defasında biz, Rasulullah'la (s.a.v.) birlikte mescidde otururken bir bedevi çıkageldi. Mescidin içine işemeğe kalktı. Rasulullah'ın ( s.a.v.) ashabı:
-Yapma, yapma, dediler. Rasulullah (s.a.v.):
- "Onun idrarını kesmeyin, bırakın onu" dedi. Ashab da idrarını bitirinceye kadar onu bıraktılar. Sonra onu çağırıp şunları söyledi:
- "Şüphesiz mescitler idrarın ve pisliğin hiçbirine uygun değillerdir. Ancak bunlar» Allah Teâlâ'yı anmak, namaz kılmak ve Kur'an okumak için yapılmışlardır."
Arkasından bir adama emretti, o da bir kova su getirerek idrarın üzerine serpti. [45]
721) Hz. Aişe anlattı:
Bir adam Peygamber'in yanma girmek için izin istedi. O da:
- "Ona izin verin. Bu aşiretin kardeşi çok fenadır" dedi.
Adam yanına girince Rasulullah (s.a.v.) onunla yumuşak bir şekilde konuştu. Ben:
-Ya Rasulellah! Onun hakkında söylediğini söyledin. Sonra da yumuşak bir şekilde konuştun, dedim. Rasulullah ( s.a.v.) da:
- "Aişe! Kıyamet gününde, Allah katında insanların en kötü mer-tebelisi, insanların fuhşundan korktukları için kendisini terkettikleri kimsedir" dedi. [46]
722) Mes'ud Ibnu'l-Hakem şunu anlattı:
Peygamberle (s.a.v.) namaz kıldım. Cemaatten biri aksırdı. Ben de: Rahimekellah (Allah sana merhamet etsin), dedim. Cemaat, bana göz atıp ellerini dizlerine vurdular. Onların beni susturduklarım görünce sustum.
Peygamber (s.a.v.) beni çağırdı.
Babam anam feda olsun! Ondan daha güzel öğreten muallim (öğretici) görmemiştim.
Bana ne vurdu ne de hakaret etti. Daha sonra şöyle dedi:
- "Bu namazda âdemilerin (insanların) sözünden hiçbiri uygun değildir. Ancak bu teşbihtir, tahmiddir ve tekbirdir (bunlardan ibarettir)." [47]
723) Malik tbnu'l-Huveyris anlattı:
Rasulullah (s.a.v.) çok merhametli ve nazikti. Onun yanında yirmi gece kaldık. Ailelerimizi özlediğimizi anlayınca bize, ailelerimizden kimleri bıraktığımızı sordu. Biz de ona haber verdik. Bunun üzerine:
- "Ailelerinizin yanına dönün ve onların arasında kalın" dedi. [48]
724) Enes şunu anlattı:
"Rasulullah (s.a.v,), bir kişi, kardeşlerinden üç gün ayrı kalırsa onu sorardı. Eğer ortadan kaybolmuşsa onun için dua ederdi. Eğer varsa, onu ziyaret ederdi. Hasta ise, hasta ziyaretine giderdi." [49]
Rasulullah'ın Hayası (Utanması)
725) Ebu Said el-Hudrî şöyle demiştir:
"Rasulullah (s.a.v.), perdesi içindeki bakireden daha utangaçtı. Birşeyden hoşlanmıyorsa, onu yüzünden anlardık." [50]
726) Enes ( r.a.) şunu anlattı:
Peygamber (s.a.v.) bir adamın üzerinde sanlık gördü. Bu hoşuna gitmedi ve:
- "Buna emretseniz de bu sarılığı yıkasa" dedi. [51] Rasulullah (s.a.v.) hoşlanmadığı birşeyi kişinin yüzüne vurmazdı.
727) Hz. Aişe ( r.a.) şöyle dedi:
"Rasulullah'a (s.a.v.), birisi hakkında birşey (aleyhinde konuştuğu bir söz) ulaştığında, ona: Sen şöyle şöyle söylemişsin demezdi." [52]
728) Sehl İbn Said şunu söyledi:
"Rasulullah (s.a.v.) çok utangaçtı. Kendisinden birşey istenirse mutlaka verirdi." [53]
Rasulullah'ın Tevazusu
729) Ebu Hureyre ( r.a.) şunu anlattı:
Bir müslümanla bir yahudi münakaşa ettiler. Müslüman: Muhammedi (s.a.v.) alemlere tercih edene yemin olsun, dedi. Yahudi de: Musa'yı alemlere tercih edene yemin olsun, dedi.
Müslüman Yahudi'ye kızıp onu tokatladı. Yahudi Rasulullah'a (s.a.v.) geldi ve olanları ona anlattı. Rasulullah ( s.a.v.) Müslümanı çağırdı ve ona sordu. Müslüman yaptığını itiraf etti.
Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.):
- "Beni, Musa'ya tercih etmeyin. Çünkü kıyamet gününde, insanlar bayılırlar. Ben onların ilk ayılanı olurum ve Musa'yı Arş'in ucuna tutunmuş olarak görürüm. Bilmiyorum, o, bayılıp da benden önce ayılan kimseler arasında mıdır? Yoksa Allah Teâlâ'mn istisna kıldığı kimselerden biri midir?" dedi. [54]
730) Ebu Hureyre şöyle dedi: Peygamber ( s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Bir kimsenin, benim Yunus Ibn Metta'dan daha hayırlı olduğumu söylemesi uygun değildir." [55]
731) Hz. Ömer şunu anlattı: Rasulullah ( s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Hristiyanların îsa Ibn Meryem'i övdükleri gibi beni övmeyin. Ben sadece bir kulum. Siz: Allah'ın kulu ve Rasül'ü deyin." [56]
732- Ebu Hureyre ( r.a.): "Ona ellerini kesen o kadınların zoru neydi? diye sor" [57] ayeti hakkında Rasululiah'ın (s.a.v.) şu sözünü rivayet etmiştir:
- "Ben olsaydım hemen cevap verir, bahane aramazdım." [58]
733) Hz. Aişe'ye ( r.a.) şöyle soruldu:
- Rasulullah (s.a.v.) evine girdiğinde ne yapardı? Hz. Aişe şu cevabı verdi:
- "Ailesinin hizmetlerinde bulunur, namaz vakti geldiği zaman da kalkıp namaz kılardı."
734) Enes şunu rivayet etti: Bir adam:
-Muhammed! Efendimiz! Efendimizin oğlu! Bizim en hayırlımız! En hayırlımızın oğlu! dedi.
Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.):
- "Ey cemaat! Her zaman nasıl konuşuyorsanız, öyle konuşun! Şeytan sizi saptırmasın! Ben, Abdullah'ın oğlu Muhammed'im. Ben Allah'ın kulu ve Rasulü'yüm. Vallahi! Sizin beni bulunduğum derecenin üzerine çıkarmanızı sevmem" dedi. [59]
735) Hz. Aişe'ye ( r.a.):
-Rasulullah (s.a.v.) evinde ne yapardı? diye soruldu. O da şu cevabı verdi:
- "Rasulullah (s.a.v.) da bir insandı. Elbisesini temizler, koyununu sağar ve kendi işlerini kendisi görürdü."
Bir başka rivayette de şöyledir;
- "Sizden biri evinde ne yapıyorsa O da evinde aynı şeyleri yapardı. Ayakkabısını diker, elbisesini yamardı."
"Rasulullah (s.a.v.), hastalan ziyaret eder, cenazelerde bulunur, kölenin davetine gelir ve eşeğe binerdi. Birgün onu, yuları liften olan bir eşeğin üzerinde gördüm."
738) Yine Enes şöyle anlattı:
Yahudi bir çocuk Rasulullah'a (s.a.v.) hizmet ediyordu. Hasta oldu ve Rasulullah onun ziyaretine gitti ve:
- "Allah'tan başka ilah olmadığına ve benim Allah'ın Rasul'ü olduğuma şehadet eder misin?" dedi. Çocuk babasına baktı. Babası:
-Muhammed'in sana emrettiğini söyle, dedi. Çocuk kelime-i şeha-deti getirdikten sonra öldü. Peygamber ( s.a.v.):
- "Kardeşinizin cenaze namazını kılın ve bunu gömün" dedi. [60]
739) Ebu Hureyre, Rasulullah'ın ( s.a.v.) şu sözünü nakletti:
"Eğer ben bir koyun paçası ziyafetine çağrılsam, mutlaka icabet e-derdim. Yine bana bir parça hediye edilse, onu da mutlaka kabul e-derdim." [61]
740) Enes şunu söyledi:
"Hiçbir şahıs onlara Rasulullah1 tan (s.a.v.) daha sevgili değildi. O'nu gördükleri zaman, ayağa kalkılmasından hoşlanmadığını bildikleri için, ayağa kalkmazlardı."
741) el-Hasen, Rasulullah'ı ( s.a.v.) anlatırken şöyle dedi:
"Hayır vallahi! O'nun için kapılar kapanmaz, karşısında kapıcılar dikilmez, sabah akşam ona kazanlarla yemek götürülmezdi. Fakat O, gizlisi olmayan açık birisiydi. Allah'ın Rasulü'yle görüşmek isteyen birisi O'nunla görüşebilirdi. Yere oturur, yemeği yere konulurdu. Kalın ve kaba şeyler giyer, eşeğe biner, hayvanının terkisine adam alır ve vallahi elini yalardı."
742) Kays îbn Hazim şunu anlattı:
Bir adam Peygamber'e (s.a.v.) geldi. O'nun karşısında durunca adam korkudan titremeğe başladı. Bunun üzerine Rasulullah ( s.a.v.):
"Korkma rahat ol. Ben kral değilim. Beri ancak Küreyş'ten kuru et yiyen bir kadının oğluyum" dedi. [62]
743) Enes ( r.a.) şunu anlattı: Aklından zoru olan bir kadın:
-Ya Rasulellah! Benim seninle bir işim var, dedi. Rasulullah:
- "Ey falanca kadın! İstediğin herhangi bir yolu seç. Seninle görüşebilmem için orada bekle" dedi. Rasulullah ( s.a.v.) O'nun için birşeyler okuyarak yanında kaldı. Böylece kadın ihtiyacını yerine getirdi.
744) Yine Enes anlattı:
Bazan Medine'deki çocuklar gelip Rasulullah'm (s.a.v.) elini tutarlardı. Rasulullah ( s.a.v.) elini çocuğun elinden çeker çekmez, O'nu istedikler yere götürürlerdi (Rasulullah (s.a.v.) çocukların gittiği yere giderdi)."
745) îbn Ebî Evfa şöyle dedi:
"Rasulullah(s.a.v.)dul ve yoksullarla birlikte yürümekten çekinmez ve onlara karşı kibirlenmezdi. Onların ihtiyaçlarını yerine getirirdi."
746) Kudame İbn Abdillah şunu anlattı:
"Rasulullah'ın (s.a.v.) boz bir deve üzerinde taş attığım gördüm. Ne başkasına vuruyor, ne kovuyor ne de "çekil, çekil" diyordu."
747) Nasr îbn Vehb el-Huzarî şunu anlattı:
"Rasulullah (s.a.v.) sırtına Curiye kadifesi konulmuş, eğersiz ve yularlı bir eşeğe bindi. Daha sonra Muaz'ı çağırıp terkisine bindirdi."
748) Esma Bint Yezid şunu söyledi:
"Peygamber (s.a.v.) bazı kadınların yanından geçti ve onlara selam verdi."
Çocuklara selam verdiği daha önce geçti.
749) Ebu Hureyre'yle Ebu Zerr şunu anlattılar:
"Rasulullah (s.a.v.), ashabının arasında otururdu. O sırada yabancı birisi gelir, soru sormak için, oradakilerin hangisinin Peygamber ( s.a.v.) olduğunu bilemezdi."
Biz Rasulullah'tan (s.a.v.) gelen yabancının onu tanıyacağı bir o-turma yeri yapmasını istedik. Rasulullah ( s.a.v.) orada biz de etrafında otururduk.
750) Hz. Aişe şöyle anlattı:
-Ya Rasulellah! Allah beni sana feda kılsın. Birşeye yaslanarak yemek ye, çünkü bu senin için daha rahat olur, dedim. Bunun üzerine Rasulullah ( s.a.v.):
- "Hayır! Ben kulun yemek yediği gibi yer, kulun oturduğu gibi o-tururum" dedi. [63]
751) Yine Hz. Aişe ( r.a.) şunu anlattı: Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Melek bana gelip: Rabb'in sana selam edip: Dilersen kul nebisi, dilersen mülk nebisi ol, diyor, dedi. Cebrail'e baktım. Bana: Alçak gönüllü ol, dedi. Ben de:
"Kul nebisi olmak istiyorum, dedim." [64]
752) Abdullah Ibn Ebi Evfa şunu anlattı:
"Rasulullah (s.a.v.) çok zikir yapar, az konuşurdu. Namazı uzatır, hutbeyi kısaltırdı. ihtiyaçlarını yerine getirmek için, dul ve yoksullarla yürümekten çekinmezdi."
753) Ebu Said el-Hudrî şunu anlattı:
"Bir grup Muhacirle oturuyordum. Bizden birisi Kur'an okurken onlardan bazıları çıplak oldukları için birbirlerinden gizleniyorlardı. Biz de Allah'ın Kitab'mı dinliyorduk. Peygamber ( s.a.v.):
- "Ümmetimden, kendime onlarla birlikte sabretmeyi emrettiğim kimseleri yaratan Allah'a hamdolsun" dedi.
Daha sonra Rasulullah (s.a.v.), bize eşit davranmak için ortamıza oturdu ve:
- "Muhacirlerin fakir olanları! Kıyamet günündeki tam nura sevinin. Size müjdeler olsun! Siz Cennet'e zenginlerden yarım gün yani beşyüz yıl önce gireceksiniz" buyurdu. [65