Uzak diyarlardan birinde, yemyesil tepelerin arasinda, kisin beyaz bir kar örtüsüyle, baharda rengarenk kir çiçekleriyle kaplanan bir vadi vardi. Ortasindan küçük bir irmagin geçtigi bu küçük vadi, "Büyülü Vadi" olarak anilirdi. Ona bu adi veren ise, vadideki ilginç bir dükkan ile, bu dükkanda yasananlardi.
Ünü ülkenin dört bir yanina yayilmis olan dükkanin adi "Büyü Dükkani" ydi. Büyü Dükkani'nin sahibi ak saçli, ak sakalli bir yasliydi. Içeri girer girmez, ilginç esyalarla donanmis oldukça genis bir odayla karsilasiyordunuz. Büyük bir kütüphane, üzerlerinde çok sayida esyanin bulundugu raflar, masa ve konsollar dükkanin dört bir tarafini kapliyordu.
Her insanin yasaminda çok istedigi ancak sahip olamadigi seyler vardir. Ya da sahip olup kaybettigi seyler... Bazen de sahip oldugu ancak kurtulmak istedigi seyler... Iste tüm bunlar, o ülkede yasayan insanlar için, Büyü Dükkani'na gelme nedeniydi. Bu dükkanda, isteklerinizi sinirlamak zorunda degildiniz. Müsteriler diledikleri her seyi isteme ve alma hakkina sahiptiler. Elbette, bedelini ödemek kosuluyla. Her yerde oldugu gibi bu dükkanda da almak istediginiz seyin bir bedeli vardi. Bu bedelin ne olacagi, dükkan sahibiyle yaptiginiz pazarlik sonucu ortaya çikardi. Kimi müsteriler bir seye sahip olabilmek için ödenebilecek tek bedelin para olabilecegi düsüncesiyle cepleri kabarik gelirlerdi. Oysa burada yapilan pazarliklar, günlük yasamdakilerden biraz farkli olur ve pek çok müsteriyi sasirtirdi.
Büyü Dükkani'nda satici olmak bilgelik isterdi. O güne dek dükkana gelen hiç bir müsteriyi geri çevirmemisti dükkan sahibi. Herkes çok istedigi bir seye sahip olmak ugruna onca yolu göze alarak gelir ve mutlaka alabilecegi seyi almis olarak çikardi. Ama genellikle aldigi sey istedigi seyden farkli olurdu.
Dükkan sahibi bir kis sabahi disari baktiginda, yagan karin yolu iyice kapattigini gördü. "Bu havada gelen giden olmaz" diye düsünüp hüzünlendi. Tam o sirada uzakta bir kararti gördü. Kar beyazinin kamastirdigi gözlerini kirpistirip yeniden baktiginda, bunun yaklasmakta olan bir insan oldugunu anladi. Içini bir sevinç kapladi. Sonunda kapi çalindi. "Iyi sabahlar, girebilir miyim?" diye sordu müsteri. Dükkan sahibi müsterisini içeri aldiktan sonra isinmasi için ona bir kahve ikram etti.
"Ününüzü duyunca çok uzaklardan kalkip geldim buraya. Istedigim seyi bir tek sizin dükkanda bulabilecegimi söylediler. Karsiliginda ne isterseniz vermeye hazirim."
"Istediginiz seyin ne oldugunu ögrenebilir miyim?"
"Bakin, ben elli bes yasindayim. Yani yolun yarisini geçeli çok oldu. Söylemeye dilim varmiyor ama yolun sonuna yaklastim galiba. Ben bugüne dek olan yasamimi geri istiyorum. Bu olanakli mi?"
"Elbette olanakli. Biliyorsunuz, dükkanimda her sey bulunuyor. Ancak tam olarak ne istediginizi anlayabilmem için, bana geri istediginiz yasami biraz anlatabilir misiniz?"
Geçmis yasamimda bir çok hata yaptim. Bunlar için pismanlik duyuyorum. Yanlis kararlar verdim, kayiplara ugradim. Zamani hovardaca harcadim. Bir gün bir de baktim ki, yasam yanimdan geçip gidiyor. Panige kapildim ve bir çare aramaya basladim. Dostlarimla konusmayi denedim. Bebi teselli edip dertlerimi unutturmaya çalisanlar da oldu, yardim etmeye çalisanlar da... Ama hiç biri kar etmedi. Kendimi çok mutsuz hissediyordum. Derken bir gün biri bana sizden ve Büyü Dükkani'ndan bahsetti. Lütfen elli bes yilimi bana geri verin."
"Yani siz, pismanlik duydugunuz yasaminizi yeniden mi yasamak istiyorsunuz?"
"Elbette hayir. Söylemek istedigim bu degil. Ben yalnizca kaybettigim yillarimi geri istiyorum. Eger bir sansim daha olursa ayni hatalar, tekrarlamayacagim."
"Peki benim size verecegim ellibes yilin karsiliginda siz bana ne verebilirsiniz?"
"Ne isterseniz?"
"Sanki bunun için her seyden vazgeçmeye hazir gibisiniz."
"Hiç kuskunuz olmasin. Su anda sahip oldugum her seyden vazgeçebilirim. yeter ki geride biraktigim yillarimi ban geri verin."
Yasli adam koltugu ile birlikte öne dogru egilerek müsterisinin gözlerinin içine bakti ve agir agir konusmaya basladi.
"Beyefendi, her ne kadar siz ellibes yil karsiliginda bana her seyinizi vermeye hazir olsaniz da ben sizden bir tek sey isteyecegim."
"Dileyin benden ne dilerseniz."
"Belleginizi..."
"Anlamadim?"
"Belleginizi dedim. Elli bes yilin yasantisini içinde barindiran belleginizi istiyorum."
"Ah evet anladim. Ilginç bir bedel. Kabul ediyorum. Tamam alin bellegimi."
"Emin misiniz?"
"Neden olmayayim? Elli bes yil kazanacagim."
"Belleginizi içindeki her seyiyle birlikte bu dükkanda birakip gideceksiniz. Elli bes yilin tek bir anini hatirlayamayacaksiniz. Buraya neden geldiginizi bile."
"Daha iyi ya! Her seye yeniden baslayacagim. Zaten geçmisi hatirlamak istemiyorum ki!"
"O halde korkarim ellibes yil sonra buraya tekrar gelirsiniz. Tabi o zaman benim yerime bir baskasi size yardimci olur."
Yasli adamin son sözleri müsterinin duraklamasina neden olmustu. Bu sözlerin anlamini kavrayabilmek için birkaç saniye düsünmek zorunda kaldi. "Nasil yani?Buradan çiktigimda hiç bir sey animsayamayacak miyim? Sizinle konustuklarimizi bile, öyle mi? Buraya neden geldimi, sizin kim oldugunuzu ve hatta..."
"Ne yazik ki!"
Yasli adam su anda pazarligin sonuna geldiklerini hissediyordu.Karsisinda oturan müsterisinin yüzünde gördügü aydinlanma, pazarlik sahnelerinin en hoslandigi görüntüsüydü. Son sözleri müsterisinin söylemesini istedigi için bir süre sessiz kaldi ve bekledi.
"Sanirim ne demek istediginizi simdi anliyorum. Eger ellibes yilin bedeli bu ise pes ediyorum. Bellegimden vazgeçmem. Çok ilginç bir insansiniz. Bana, Büyü Dükkani'ndan almak istedigimden çok farkli bir seyle çikacagimi söylemislerdi de inanmamistim. Ben, bugüne dek olan yasamimi almak için gelmistim, ancak bugünden sonraki yasamimi alip gidiyorum. Size tesekkür ederim."
"Bir sey degil. Güzel bir pazarlikti. Hosçakalin."