Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Başkanı Önal, Türkiye'nin geleceğinin yeraltında olduğunu belirterek, "Yeraltında yatan 3 trilyon dolar değerindeki madenin çıkarılması engelleniyor" dedi.
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Başkanı Prof. Dr. Güven Önal, Türkiye'nin maden zengini olduğunu, ancak bunların çıkarılmasının birilerin tarafından engellendiğini söyledi. Türkiye'nin bilinen 3 trilyon dolar maden varlığının yeraltında yattığını vurgulayan Önal, yeraltı kaynaklarından yararlanılmadığı taktirde sanayinin gelişemeyeceği uyarısında bulundu. Türkiye'den maden potansiyelinin ancak binde birinin kullanabildiğini ifade eden Önal, madenlerin su ve hava gibi vazgeçilemez olduğunu kaydetti. Prof. Önal şunları söyledi:
UYGARLIKTAN MI VAZGEÇELİM?
"Yer altı sonumuz değil geleceğiz. Ya madenler üretilerek kullanılacak, ya da uygarlıktan vazgeçilecektir. Zengin ülkelerin kalkınmışlığı da madenlerden gelir. Türkiye'nin de geleceği yer altında." 2000 yılında yaptıkları çalışmada 10 yıl içinde madenciliğin GSMH'deki payının yüzde 3'e ikinci 10 yılda da yüzde 5'e çıkacağının hesaplandığını ifade eden Önal, "Buna göre ilk 10 yılda 8 milyar dolarlık yatırım yaparak madencilik üretimi 62 milyar dolara çıkacak.
İkinci 10 yılda ise toplam 21.9 milyar dolarlık yatırım ile madencilik üretimi 216 milyar dolara yükselecek" diye konuştu. Türkiye'de maden üretiminin birileri tarafından engellendiğini kaydeden Önal, "Eğer maden üretimi yapamazsanız, bunu dışarıdan almak zorundasınız. Bugüne kadar maden üretimimiz engellenmeye çalışıldı, engellenmeye de devam ediyor. Nükleer enerjide de engellemeler oluyor " diye konuştu.
KOZA'YA ÖVGÜ
Türkiye'deki maden üretiminin dünya standartlarının üzerinde olduğunu belirten Önal, örnek olarak Koza Altın İşletmeleri'nin sahibi olduğu Bergama'daki altın madenini verdi. Önal, "Geçen hafta Avrupa Parlamentosu'nda 'en çevreci ve en iyi teknolojiyi kullandığı için Bergama hakkında bizi bilgilendir' diyen 70 parlamenter ve 80 bilim adamına Bergama'yı anlattım" şeklinde konuştu. Ülke genelinde yapılan madencilik faaliyetleri, çoğu zaman yanlış ve hak etmediği eleştirilere hedef olduğunu kaydeden Önal, Kazdağları'nın bunun son örneği olduğunu bildirdi.
KAPALIÇARŞI'DAN SİYANÜR AKIYOR
Vakıf Yönetim Kurulu Üyesi Işık Özpeker, altın üretiminde kullanılan siyanürle ilgili eleştirilere tepki gösterdi. Siyanürün altın ararken değil, üretirken kullanıldığını ifade eden Özpeker, "Dünya altın üretiminin yüzde 86'sı siyanürle yapılmaktadır. Kapalıçarşı'da ne kadar siyanür kullanıldığını biliyor musunuz? Türkiye'deki altın üretiminden çok daha fazla. Siyanür kullanıldıktan sonra kanalizasyon yolu ile denize karışıyor, ama kimse kritiğini yapmıyor" dedi. Siyanürün kanser yaptığı iddialarını da eleştiren Özpeker, "Siyanür kanser yapmaz direkt öldürür" diye konuştu.
KURAL'DAN ÇEVRECİ GEÇİNENLERE ELEŞTİRİ
Çevreci fikirleri ile tanınan Prof. Dr. Orhan Kural, kamuoyunu bilgilendirmek ve maden varlıklarını tanıtmak amacıyla bir televizyon programı sunacak. Kural, her türlü madenin değil, doğru madenin korunması gerektiğini söyledi.
Madencilik konusunda bazı çevrelerin yanlış bilgi verdiğini ifade eden Kural, sigara içenlerin siyanürden daha çok zarar verdiğini iddia etti. Kural, "İstinye Park'a yanında köpeği ile yemek yemeğe giden sosyetik kadınlar, daha sonra çıkıp 'biz çevreciyiz, maden üretimine karşıyız' diyorlar. Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol" dedi.
insallah günün birinde bu madenlerimiz cikarilip ekonomide söz sahibi bir millet oluruz. Bizler icin olmasada gelecek nesiller icin bunun yapilmasi gerekir gibime geliyor