Türkiye'nin 120 trilyonluk gizli serveti!Türkiye tam 120 trilyonluk servetin üzerinde oturuyor kimse farkında değil...
05 Aralık 2007 16:32 -------------------------------------------------------------------------------- Atlasjet'in Isparta'da düşen uçağı, Türkiye'nin çok az bilinmeyen bir zenginliğini ortaya çıkardı. Uçakta bulunan Fizik Profesörü Engin Arık, dünyanın gözünün üzerinde olduğu, Türkiye içinde çok önemli olan 'toryum' projesi üzerinde çalışıyordu. Doğuş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mithat Uysal, çok değerli fizikçilerin cenaze töreninde yaptığı konuşmada komplo imasında bulundu. Uysal, "Komplo teorilerinde gerçeklik payı var. ASELSAN'da üç mühendis gencin başına gelen olay ve sonucu hepimiz biliyoruz. Onlar Türkiye için çalışan, önemli proje gerçekleştirmek üzere olan mühendislerdi. Kaybettiğimiz 6 bilimi insanı da Türkiye için önemli bir proje için çalışıyorlardı" diye konuştu.
TÜRKİYE'NİN 120 TRİLYONLUK SERVETİ
Peki Toryum nedir kaç kişi bilir ki? Ama toryum, geleceğin enerji kaynağı. Nükleer santrallerinin en temiz yakıtı. Çevreye zararı yok. Ülkemiz ise dünyanın toryum zengini... Ama "servetin üstünde oturuyoruz ama haberimiz yok". İşte Prof Engin Arık'ın 120 trilyon dolarlık servetimiz hakkında söyledikleri...
Toryum... Tabiattaki 110 kadar elementten biri. Saflaştırıldığında alüminyum, çelik görünümünde olan toryum, geleceğin nükleer santrallerinde yakıt olarak kullanılacak. Konunun bizi ilgilendiren tarafı, araştırmalara göre dünya toryum rezervlerinin yarıdan fazlasının Türkiye'de olması. Türkiye'de Eskişehir, Sivrihisar, Beypazarı ve Kızılcaören'in yanısıra Malatya ve Sivas'ta da toryum izine rastlandı. Anadolu'da toryumun çıktığı yerde ot bitmediği söylenir.
SONSUZ ENERJİ KAYNAĞI
'Servetin üstünde oturuyoruz da haberimiz yok' hesabını yapan kişi, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Engin Arık. Türkiye'nin sayılı toryum uzmanlarından biri olan Prof. Arık, Türkiye'nin sahip olduğu düşünülen toryum rezervinin enerji üretimi açısından, 120 trilyon dolarlık petrole eşdeğer olduğunu söyledi. 120 trilyon dolar, ABD'nin 2001 yılı milli gelirinin 12 katına eşdeğer. Engin Arık, Türkiye için sonsuz bir enerji kaynağı anlamına gelen toryumun, Türkiye'ye bir servet kazandırabileceğine de dikkat çekiyor. Arık, "Türkiye'nin 2005'e kadar toryumlu nükleer santral araştırması için 40-50 milyon dolara ihtiyacı var" diyor. 2006-2010 yılları arasında deneme reaktörü kurulması için ise 1 milyar dolarlık bir yatırım gerektiğinde ısrarlı. 100 bin kişiye iş imkanı...
TORYUM GERÇEKLERİ
* Toryum, Türkiye'deki enerji sorununu tamamen çözecek bir element. Çünkü Türkiye kendine ebediyen yetecek bir toryum rezervine sahip. * Dünya toryum rezervi toplam bin 200 ton. Bunun 789 bin tonu Türkiye'de. * Toryumun, yeni tip enerji üretiminde kullanılması nedeniyle 21. yüzyılın en stratejik elementleri arasında kabul ediliyor. * Toryumun nükleer santrallarda uranyumun yerini alabileceği bundan yaklaşık 10 yıl önce kanıtlandı. * Toryumun kesinlikle patlama tehlikesi yok. Yani, Çernobil gibi bir felaketin tekrarlanması olası değil. * Toryum atıklarını radyoaktif olmayan elementlere dönüştürmek mümkün. Yani doğayla dost bir alternatif enerji kaynağı. * Dünyada toryumla çalışan bir nükleer santral henüz yok. Sadece bir takım prototipler var. Avrupa'nın, toryumla çalışan ilk prototip nükleer santralini 2005'te tamamlaması bekleniyor. * Protonun toryum çekirdeğiyle çarpıştırılması sonucu çok büyük enerji ortaya çıkar. Bu ısı enerjisi, elektrik enerjisine çevrilebileceği gibi büyük bir şehrin ısıtılmasında da kullanılabilir.
Ülkemiz sadece toryum degil yeralti zenginlik kaynaklariyla donanmis nadir topraklara sahip ,insallah bunun kiymetini bilip birgün isletiriz. En azindan gelecek nesillerin bunu görmesi dilegiyle...
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Başkanı Önal, Türkiye'nin geleceğinin yeraltında olduğunu belirterek, "Yeraltında yatan 3 trilyon dolar değerindeki madenin çıkarılması engelleniyor" dedi.
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Başkanı Prof. Dr. Güven Önal, Türkiye'nin maden zengini olduğunu, ancak bunların çıkarılmasının birilerin tarafından engellendiğini söyledi. Türkiye'nin bilinen 3 trilyon dolar maden varlığının yeraltında yattığını vurgulayan Önal, yeraltı kaynaklarından yararlanılmadığı taktirde sanayinin gelişemeyeceği uyarısında bulundu. Türkiye'den maden potansiyelinin ancak binde birinin kullanabildiğini ifade eden Önal, madenlerin su ve hava gibi vazgeçilemez olduğunu kaydetti. Prof. Önal şunları söyledi:
UYGARLIKTAN MI VAZGEÇELİM?
"Yer altı sonumuz değil geleceğiz. Ya madenler üretilerek kullanılacak, ya da uygarlıktan vazgeçilecektir. Zengin ülkelerin kalkınmışlığı da madenlerden gelir. Türkiye'nin de geleceği yer altında." 2000 yılında yaptıkları çalışmada 10 yıl içinde madenciliğin GSMH'deki payının yüzde 3'e ikinci 10 yılda da yüzde 5'e çıkacağının hesaplandığını ifade eden Önal, "Buna göre ilk 10 yılda 8 milyar dolarlık yatırım yaparak madencilik üretimi 62 milyar dolara çıkacak.
İkinci 10 yılda ise toplam 21.9 milyar dolarlık yatırım ile madencilik üretimi 216 milyar dolara yükselecek" diye konuştu. Türkiye'de maden üretiminin birileri tarafından engellendiğini kaydeden Önal, "Eğer maden üretimi yapamazsanız, bunu dışarıdan almak zorundasınız. Bugüne kadar maden üretimimiz engellenmeye çalışıldı, engellenmeye de devam ediyor. Nükleer enerjide de engellemeler oluyor " diye konuştu.
KOZA'YA ÖVGÜ
Türkiye'deki maden üretiminin dünya standartlarının üzerinde olduğunu belirten Önal, örnek olarak Koza Altın İşletmeleri'nin sahibi olduğu Bergama'daki altın madenini verdi. Önal, "Geçen hafta Avrupa Parlamentosu'nda 'en çevreci ve en iyi teknolojiyi kullandığı için Bergama hakkında bizi bilgilendir' diyen 70 parlamenter ve 80 bilim adamına Bergama'yı anlattım" şeklinde konuştu. Ülke genelinde yapılan madencilik faaliyetleri, çoğu zaman yanlış ve hak etmediği eleştirilere hedef olduğunu kaydeden Önal, Kazdağları'nın bunun son örneği olduğunu bildirdi.
KAPALIÇARŞI'DAN SİYANÜR AKIYOR
Vakıf Yönetim Kurulu Üyesi Işık Özpeker, altın üretiminde kullanılan siyanürle ilgili eleştirilere tepki gösterdi. Siyanürün altın ararken değil, üretirken kullanıldığını ifade eden Özpeker, "Dünya altın üretiminin yüzde 86'sı siyanürle yapılmaktadır. Kapalıçarşı'da ne kadar siyanür kullanıldığını biliyor musunuz? Türkiye'deki altın üretiminden çok daha fazla. Siyanür kullanıldıktan sonra kanalizasyon yolu ile denize karışıyor, ama kimse kritiğini yapmıyor" dedi. Siyanürün kanser yaptığı iddialarını da eleştiren Özpeker, "Siyanür kanser yapmaz direkt öldürür" diye konuştu.
KURAL'DAN ÇEVRECİ GEÇİNENLERE ELEŞTİRİ
Çevreci fikirleri ile tanınan Prof. Dr. Orhan Kural, kamuoyunu bilgilendirmek ve maden varlıklarını tanıtmak amacıyla bir televizyon programı sunacak. Kural, her türlü madenin değil, doğru madenin korunması gerektiğini söyledi.
Madencilik konusunda bazı çevrelerin yanlış bilgi verdiğini ifade eden Kural, sigara içenlerin siyanürden daha çok zarar verdiğini iddia etti. Kural, "İstinye Park'a yanında köpeği ile yemek yemeğe giden sosyetik kadınlar, daha sonra çıkıp 'biz çevreciyiz, maden üretimine karşıyız' diyorlar. Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol" dedi